29 Ağustos 2010 Pazar

30 Agustos Zafer Bayrami

Aç insanlarn karnını doyurduğm zaman bana kahraman diyorlar.
Bunların neden aç olduğunu sorduğum zaman ise; bana komünist diyorlar.

Ernesto Che Guevera

Anlar


Eger yeniden baslayabilseydim yasama,
Ikincisinde daha çok hata yapardim.
Kusursuz olmaya çalismaz, sirtüstü yatardim.

Neseli olurdum, ilkinde olmadigim kadar.
Çok az seyi ciddiyetle yapardim.
Temizlik sorun olmazdi aslinda,
Daha çok riske girerdim,
Daha fazla seyahat ederdim,
Daha çok günes dogusunu izler,
Daha çok daga tirmanir
Daha çok nehirde yüzerdim.

Görmedigim birçok yere giderdim,
Dondurma yerdim doyasiya ve daha az bezelye.

Gerçek sorunlarim olurdu hayali olanlarin yerine.
Yasamin her anini gerçek ve verimli kilan insanlardandim ben.
Yeniden baslayabilseydim eger,
Yanliz mutlu anlarim olurdu.

Farkinda misiniz bilmem,
Yasam budur zaten:
Anlar, sadece anlar, sizde ani yasayin.

Hiçbir yere yaninda termometre, 
su, semsiye ve parasüt almadan gitmeyen insanlardandim ben.
Yeniden baslayabilseydim,
ilkbaharda pabuçlarimi firlatir atardim.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çiplak ayaklarla.

Bilinmeyen yollar kesfeder,
güzelin tadina varir,
Çocuklarla oynardim, bir sansim olsaydi eger.

Ama iste 85'indeyim ve biliyorum...
Ölüyorum...

Jorge Luis Borges

Insan














Yenildiğinizi düşünüyorsanız yenilmişsinizdir.
“Başarı istenmediği yere gelmez…

Cesur olmadığınızı düşünüyorsanız korkaksınızdır.

Kazanmak istiyor fakat kazanamayacağınızı düşünüyorsanız,
kesinlikle kazanamazsınız demektir.

Kaybedeceğinizi düşünüyorsanız çoktan kaybetmişsinizdir.

Dışarıdaki dünyaya çıktığınızda anlayacaksınız ki,
başarı ancak onu istediğiniz takdirde gelecektir.

Her şey insanın kafasında biter.

Alt edildiğinizi düşünüyorsanız alt edilmişsinizdir.
Yükselmek için yüksek düşünmelisiniz.
Bir ödülü kazanmadan önce kendinizden emin olmalısınız.
Yaşam savaşını kazanan her zaman en güçlü ya da en hızlı olan değildir.
Er ya da geç kazanan kişi, kazanacağını önceden düşünebilen kişidir.”

Arnold Palmer

Büyük Iskender, Aristo' ya bir mektup yazar ve ''Zaptettigim topraklardaki insanlari tahakkümüm altinda tutabilmek için neler yapmaliyim '' diye görüsünü sorar.

1- ülkenin ileri gelen insanlarini sürgüne mi göndereyim?
2- ülkenin ileri gelen insanlarini hapse mi atayim?
3- ülkenin ileri gelen insanlarini kiliçtan mi geçireyim?

Aristo' nun cevabi :
1- sürgünde toplanip sana karsi bas kaldirirlar,
2- hapishaneler militan yuvasi olur, kontrolden çikar,
3- onlardan sonraki kusak intikam hirsiyla büyür, tahtini sallar.

Çözüm olarak su nasihati verir: ''insanlarin arasina nifak tohumlari ekeceksin, birbirleriyle savasinca hakem olarak kendini kabul ettireceksin, ama anlasmaya giden bütün yollari tikayacaksin.''

25 Ağustos 2010 Çarşamba

Bir soyadı hikayesi


 ...1934 yılında soyadı kanunu çıktı, her yurttaş kendine bir soyadı alacaktı. Herkes kendi soyadını kendisi seçtiği için insanların bütün gizli aşağılık duyguları ortaya çıktı. Dünyanın en cimrileri 'eli açık', dünyanın en korkakları 'yürekli', dünyanın en tembelleri 'çalışkan' gibi soyadları aldılar. Bir mektup yazabilecek zamanda ancak imzasını atabilen bir öğretmenimiz kendisine 'çevikel' soyadının almıştı. özellikle Türklüğü karışık olanlar 'öztürk' soyadını kapışıyorlardı.
 
Her türlü yağmada hep sona kaldığım için güzel soyadı yağmasında da sona kaldım. Bana, ortada böbürlenebileceğim bir soyadı kalmadığından, kendime 'nesin' soyadını aldım.
 
Herkes 'Nesin' diye çağırdıkça ne olduğumu düşünüp kendime geleyim istedim....

YASLANINCA YAPILMAYACAKLAR LISTESI‏

Bizim nesil, ve ozellikle de büyük şehirlerde yaşayanlar, Türkiye’nin ilk yalnız yaşlıları olacagiz.

Kimimizin hic çocuğu yok; olanların da çocukları hayatını başka şehirlerde hatta baska memleketlerde sürdürüyor olacak.
Aynı yerde olsalar bile artık kimsenin çocuğu bizim gibi kendisini anne-babasına karşı sorumlu hissetmeyecek.
Hani eskiden yaşlılarla ilgili yurt dışı efsaneleri duyardık ya; “Yalnızlıktan parklarda kendi kendilerine konuşuyorlar”, “ hepsinin köpeği varmış” diye...İşte biz de onlardan olacağız.
İşte tam da bu nedenle şimdiden yaşlılık planları yapmakta yarar var.

Evet belki henuz orada degiliz ama asagidaki yazıyı mumkunse her firsatta yeniden okuyalim. Hatta aklimiza geldikce kendi deneyimlerinizden eklemelerinizi de yapalim...

***

YASLANINCA YAPILMAYACAKLAR LISTESI:

-- Konuşmalarımın, örneklerimin her öznesi “Ben” olmayacak. “Ben böyle yaptım”, “Ben var yaaa...”, “Ben meslekteyken” demeyeceğim. Her muhabbete atlayıp durmadan anılarımı anlatmayacağım.

- Açılan her konuyu kendi anıma dayandırmayacağım.
- Anıları da abartmayacağım.
- Unutup aynı anıları tekrar tekrar anlatmamak için çevremdekilerden yardım isteyeceğim.
- Kibarca, “evet, daha önce anlatmıştınız” diyenleri duymazdan gelmeyeceğim.
- Restoranda, yolda gürültü yapan gençlere, çocuklara bakıp “cık cık cık” yapmayacağım, asabi asabi kafa sallamayacağım.
- Kimseye “gençliğinizin kıymetini bilin” demeyeceğim. zaten bilmeyeceklerini unutmayacağım.
- Genç kızlara, “Saçınızı boyatmayın, makyaj yapmayın; gerek yok. Zaten ileride mecbur kalacaksınız” demeyeceğim.
- Çünkü asıl o zaman yapılmayacağını bileceğim.
- Bir olayı anlatmam 2 saat sürmeyecek. Kısa giriş, mümkünse az gerekçe ve hemen sonuç...
- Erkeksem önleri artık olmayan saçlarımı uzatıp, ense kökünden at kuyruğu yapıp, çapkınlığa çıkıp “kart zampara” olmayacağım.
- Kadınsam estetiği dozunda bırakacağım. 70’lik bedene çekik ve şiş 30’luk surat yaptırmayacağım.
- Fuşya, parlak sarı ve lame kıyafetlerden uzak duracağım.
- Her konunun en doğrusunu bildiğimi sanmayacak, daha da önemisi bunda diretmeyeceğim.
- Sinirli olmayacağım.
- Kendimi sevimli sanmayacağım.
- Karşı fikirlerle karşlaştığımda hırçınlaşmayacağım.

-Saçımı kadınsam platin sarısına, erkeksem kızıl kahveye boyatmayacağım.

- Yanılıp bıyıkları da boyayıp, iki gün sonra sarı kara bıyıklarla gezip çoluk çocuğun maskarası olmayacağım.
- Kadınsam dar paça dar jean, erkeksem Hawaii gömlekler giymeyeceğim.
- Şapka takmayacağım.
- Ayrıldığım iş yerine ziyarete gitmeyeceğim.
- Hadi dayanamadım gittim, genç meslektaşlara “Ben senin patronun M’yi tanırım. Bizim stajyerimizdi” demeyeceğim.
- Gaza gelip “Dur bir arayayım keratayı” gibi girişimlerde bulunup kendimi rezil etmeyeceğim.
- Başka tanıdıkların iş yerlerine de gitmeyeceğim.
- Gidersem de 10 dakikadan fazla kalmayacağım.
- Hele hele, “siz işinizi yapın ben çayımı içerim” deyip saatlerce oturmayacağım.
- Telefon açmadan emrivaki yapıp kapılarına dayanmayacağım.
- Çok konuşmayacağım, çok konuşmayacağım, çok konuşmayacağım. ..

- “World is against me” sendromuna girmeyeceğim.
- Biraz da arabeskleşip “öldürmeyen düşman beni kuvvetlendirir” girdabına düşmeyeceğim.
- Hayatı kendi yaşadıklarımdan ve duyduklarımdan ibaret sanmayacağım.

- Herkesi kendim gibi emekli sanmayacağım.
- Telefon edip direk konuya dalmayacağım, “Müsait misin?” diye soracağım.
- Telefonlarıma cevap verilmediğinde, ısrarla aramaya devam etmeyeceğim. Müsait olmadığını düşünüp, hemen alınmayacağım.
- Gençken kariyer ve para peşinde koşmaktan, birtakım hobiler edinmeyip, şimdi yapacak bir şey bulamayıp sudan çıkmış balığa dönmüşsem, artık zor da olsa bunları yapmaktan vazgeçmeyeceğim.
- Gençken para, kariyer ve karı kız peşinde koşacağım diye hısım akrabayı, arkadaşlarımı ihmal edip, görmezden gelmişsem, çevremi dağıtıp, şimdi maymun gibi ortada tek başıma kalmışsam, bu saatten sonra yalnız kalmama uğruna kurulacak arkadaşlıklara çok dikkat edeceğim.
- Acımasız olmayacağım...
- “Ben nasıl yaptım, onlar da yapsın efendim!” demeyeceğim.
- İnsanın kırk yaşına kadar geçen yıllarının bir kitap, geriye kalan yıllarının da o kitabın eleştirisi olduğunu savunmayacağım.
Ama hem savunmayıp hem de uygulamayacağım.
- “Eğlence gençlikte günah, yaşlılıkta çılgınlıktır” felsefesini ilke edineceğim.
- Sakin bir sahil kasabasına yerleşip iyice bunalıma girmeyeceğim.
- O sessizlikte denize bakıp bakıp geçmişimle hesaplaşıp, gelecek göremeyip kendimi iyice yaşlanmaya bırakmayacağım.
- Mümkünse yaşadığım şehrin en kalabalık merkezine yerleşeceğim. Onunla bununla dalaşıp yakınlarımı rahat bırakacağım...
- Bu listeyi de saklayıp her sene yeni maddeler ekleyeceğim.
- Gençlerle konuşurken “ben sizin yaşındayken” diye söze başlamayacağım.
- Sırf yaşımdan dolayı saygı görmeyi beklemeyeceğim.
- Para karşılığı genç kızlarla birlikte olmayacağım
- Kimseye “içimdeki çocuk”tan bahsetmeyeceğ im.
- Âşık olan gençlere “Ben de âşıktım ama geçiyor, aşk geçicidir” demeyeceğim.
- Gençlerin heyecanlarını hafife almayacağım. Onlara sürekli sabretmelerini söylemeyeceğim.
- Pembe toka takmayacağım.
- Çocuk büyütmek üzerine akıl vermeyeceğim.
- Herkesin kocasının(karisinin) benim kocamla(karimla) aynı karakterde olduğunu farzedip onlara bu doğrultuda akıl vermeyeceğim.

***********

HEPIMIZE IYI YASLANMALAR

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Tango

Sessizce bir MERHABA

MERHABALAR